Ferguson Klasiği ya da ManU Gerçeği
Güzel bir maç izlediğimi söylesem abartmış olurum. Normal, puan maçı havasında geçen bir maçtı. Milan erken golü bulduktan sonraki oyun kontrolünü eline almakta yeterince başarılı olamayınca sonucun pozitif etkisi ManU'ya doğru yöneldi. Skora bakınca insan keyif alabiliyor. Şampiyonlar Ligi, 2 maç üzerinden eleminasyon ve maçın adı Milan-ManU. Beklentimin büyük olması doğal ama hayal kırıklığına uğramam çok da garip olmadı.
Sebebi ise basit. "Huzurevi" lakablı Milan ve karşısında deplasman maçında olması gereken şekilde oynayacak bir ManU. Fergosun kurt hoca diye boşuna söylenmiyor. Milan'ı yenmek onun için elinin kiri olsa gerek. Rakip yaşlı, herşeyi Roni10 üzerinden kurulu bir takım, Pato'yla sadece gol atma potansiyeli olan bir forvet hattı. Çok da birşey beklenemez gibi bu takımdan.
Ferguson da bunu biliyor olmalı ki Milan'ı doğru hamlelerle geçti. Nani o kanatta, hem orayı hem kendini felç ederken Ferguson çok bile sabretti. Oyuna Valencia girdi, ilk topla buluşmasında Favalli'yi hızıyla geçti, etkili olmasa da iyi bir ortayla asistini yaptı ve maç koptu. Koptu çünkü Milan panik oldu. Valencia'nın ortasına etkili demememin sebebi ise gol de tamamen Dida'yı hatalı görmem. 1-2 ve 1-3'ü getiren gollerin ilkinde topu çıkıp almayarak, ikinci de ise hamle yapmaya tenezzül dahi etmeyerek büyük bir eksi puanı haketti.
Maçın en kısa özeti ise şu olsa gerek; bu maçın galibi ya ManU gerçeği, yani kalitesi, ya da Ferguson klasiği, yani dehasal oyun anlayışı. ManU çeyrek finali garantiledi, artık rakibinin kim olacağını düşünüyordur.
Yorumlar