Forması şortunun içinde olan adamlar: Eusébio da Silva Ferreira
Benfica yılları Eusebio için müthiş geçer. Transfer olduktan sonra ilk yılında Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Real Madrid'e karşı 2 gol atar ve Benfica kupayı kazanır. Attığı goller ve müthiş bir enerjiyle gösterdiği mücadele ona "Siyah Panter" lakabının takılmasına neden olur. Eusebio 1965'te Avrupa'da yılın futbolcusu ünvanını kazandı ve 1968'te ilk kez verilen Altın Ayakkabı ödülünü ,Benfica'da 42 gol atarak, kazanan ilk futbolcu oldu. 1973'te aynı ödülü tekrar kazanır ve 1973 yılına kadar olan süreçte 7 kez gol kralı olur. Adeta bir gol makinesi gibi çalışan bir futbolcudur Eusebio.
Eusebio için bu 12 yıllık süreç çok şaşalı geçmişti şüphesiz. Benfica yıllarında her sezon inanılmaz bir performans gösteriyordu ama 65-66 sezonu tam bir hayal kırıklığıydı onun ve Benfica'nın adına. Kulüp bazında başarısız geçen bir yıl ve Eusebio'dan beklenen performansın gelmemesi şaşırtmıştı herkesi. 4 yıllık müthiş bir performansın ardından Eusebio düşüşe mi geçiyor diye düşünülürken -o zamanki adıyla- Jules Rimet Kupası'nda Eusebio'nun futbol yetenekleri yeniden alevlenmiş, golcülüğünü tekrar göstermişti. Portekiz'in 15 gol attığı kupada gollerin 9'unu kaydeden Eusebio için en tarihi maç şüphesiz ki çeyrek finalde oynanan Kuzey Kore maçı olur. Turnuvanın sürpriz ekibi olarak gösterilen Portekiz, Brezilya'yı eledikten sonra diğer bir sürpriz ekip Kuzey Kore'yle karşılaşır. 3-0 geriye düşen Portekiz maçı 5-3 kazanır ve Eusebio 4 gol atarak turnuvaya damgasını vurur. Bu turnuva Eusebio için adını dünyaya duyurduğu ilk süreç oldu. Artık sadece Portekiz'in değil, dünyanın da efsanevi futbolcuları arasına girmeyi başarmıştı.
Benfica formasını 1975'e kadar giyer ve daha sonrasında küçük hedefleri olan Portekiz kulüplerinde top koşturur. Kariyerinde oynadığı toplam 721 maçta 757 gol atarar inanılmaz bir istatistik elde eder. Portekiz'in son 50 yılın en üstün futbolcusu olarak gösterilen Eusebio, kariyerinin son döneminde ise Kuzey Amerika takımlarında futbol hayatını sürdürür. O, birçok isme göre futbol kariyeri boyunca kendini sadece futbola adamış bir isimdi. Futboldan kendini uzaklaştırabilecek her şeyin dışında kalmış, sadece tek odak noktası haline getirmişti bu oyunu. Kendi deyimiyle "kanında futbol akan" bir insandı. Sadece attığı goller değildi onu önemli kılan, bu oyun bakışı da en az kariyeri ve başarısı kadar önemliydi onun adına.
Son olarak, futbolculuk sadece sahada gol atmak değil, bunu saha dışında da iyi temsil etmektir. Eusebio bunun en baştaki örneğiydi. Futbolu sadece sahada oynayarak kazanmadı, kendine ve yaşamına dikkat ederek saha dışında da kazandı. Onun dünya futbolundaki yeri her zaman en üstlerde olacaktır.
Bu da Eusebio'nun nasıl bir golcü olduğunun kanıtıdır;
Yorumlar