Futbol hücumdur, futbol sanattır!
Flying Dutchman'ın yazısından sonra bu yazı için tereddütte kaldım ama ellerim yazmaya elveriyor kendimi. Blogu kurmaya karar verdiğimde bir isim düşünürken bir Cruijff hayranı olarak onun o müthiş felsefi sözlerinden yola çıktım ve Basit Futbol dedim. Cruijff hem futbolculuk hem de antrenörlük döneminde nasıl bir kazanan olduğunu göstermiştir. Bu yüzden ben onu gelmiş geçmiş en iyi futbolcu/antrenör olarak görüyorum.
Futbol ortamlarında muhabbet edilirken artık Mourinho'nun olmadığı bir muhabbet yok. Fakat ben yine bu çılgınlığa tutulmuş insanları anlamakta zorluk çekiyorum. Çünkü biz bir futbol izleyicisiyiz. Biz sahada keyif veren futbol, goller görmek isteriz. Bunun için hafta sonları en az 4-5 maç seyrederiz. Futbola vakit ayırırız. Bazen tribüne gideriz ve biletlere para öderiz. Ne için peki? Sahada 22 adamın yapabileceklerini görmek için. Onları savunma yaparken, alan daraltırken izlemek mi? Yoksa her an, tüm takım ile birlikte hücum yaparken, topa sahip olurken: bir hücum atağı izlettirebilmek için sahanın her alanını parsellerken mi izlemek isteriz? Mourinho gittiği her kulüpte başarılı olmuş, son 3 takımında evinde hiç mağlup olmamış bir teknik adam. Başarılı, ama benim için yeterli değil. Onun başarısı beni ilgilendirmiyor. O başarılı olur ve taraftarını sevindirir, yöneticileri sevindirir. Parasını alır ve işine bakar. Biz neden adamın karizmasına, başarılarına övünürüyoz işte bunu anlamıyorum. Cruijff'e Mourinho'yu sorduklarında ne diyor biliyor musunuz? "Başarılı, ama..." Ha tamam, ben Mourinho'nun karizmasıyla, başarılarıyla, medya ve teknik direktörlerle girdiği tartışmalar ve soktuğu laflarla övünücem derseniz sorun yok. Ama kendinizin bir futbol seyircisi olduğunun farkına varın. Amaç sıkıcı ve adını sadece tarihe yazdıran futbol değil. Amaç, 1974'den beri göze hoş gelen futbol, üzerinden 36 sene de geçse akıllarda kalacak Total Futbol olmalıdır.
Cruijff'ün eleştirileri üzerine eleştiri yaparken bir kez daha düşünmek gerek. Cruijff için skorda önemlidir ancak saha içindeki kalite, maçın nasıl kazanıldığı daha önemlidir. Neden Ajax'tan bahsederken bunu yalnızca futbol terimleri içerisinde yaptığını sanıyoruz ki? Ajax'ın uzun süren dönemin ardından Şampiyonlar Ligi'ne katılması Ajax tarihine baktığımızda ekstra bir iş gibi görülmemeli. Adı Ajax olan bir kulüp 20. yüzyılın en başarılı Avrupa takımları arasında yer alır...
Cruijff'ün Barcelona eleştirileri ise hep bir sonraki hamle içindir. Takım 6 kupa kazandıktan sonra Cruijff Barcelona'yı eleştirmişti. Çünkü Barcelona 6 kupa kazandığı yıl kadar sürekli üst üste iyi maçlar çıkaramıyordu. Arada kötü oynadığı maçlar da oluyordu ve o seneyi sadece 2 kupa ile kapatıyordu. 2010 Dünya Kupası finali çıkan Hollanda'ya maçtan sonra "İşte bu oyundan nefret ediyorum" demişti Cruijff. Hollanda 3 kez kaybetti finalde. Kaybettiği iki final, onları şöhtere süreklemişti, adlarının duyulmasını sağlamıştı. Çünkü onlar göze hoş gelen futbol oynuyordu. Ama üçüncü finalde bu kez öyle olmayacak. Hollanda o kaba ve çirkin oyunuyla anılacak. Futbolun nasıl bir değişim gösterdiği bir gerçek. "Cruijff'e biri futbolun değiştiğini söylesin" derken insanlar, onların oynadığı futbolun günümüz futboluna uygun bir şekilde Barcelona'ya uygulandığını görmemezlikten gelemez. Cruijff ile 92 rüya takımının temelinini attıkları o ekol günümüzde farklılık ve süreklilik göstererek bu günlere geldi ve takım kupa manyağı oldu. Mimarı kim? Cruijff. Kocayan kim? Yine Cruijff. Bizlere Dünya'nın gelmiş geçmiş en iyi takımını izleten adama teşekkür edeceğimize birde üzerine laf sokuyoruz. "Huhahuaha, Mourinho Barcelona saltanatını bitirecek bu sene. Yaşasın, hauhuaha" gibi tepkilerde vardı tabi. Real Madrid isterse Barcelona'nın 10 puan önünde bitirsin ligi. O sıkıcı ve kaba futboluyla başarı kazandıkça ben daha da çok nefret edeceğim ondan. Barcelona ise insanlara her zaman verdiği paranın karşılığını aldığını hissettirecek. Ya da televizyonda kendilerini izlemek için vakit ayıran insanlara keyif dolu anlar, hücumlar yaşatacak.
Cruijff'ün Barcelona eleştirileri ise hep bir sonraki hamle içindir. Takım 6 kupa kazandıktan sonra Cruijff Barcelona'yı eleştirmişti. Çünkü Barcelona 6 kupa kazandığı yıl kadar sürekli üst üste iyi maçlar çıkaramıyordu. Arada kötü oynadığı maçlar da oluyordu ve o seneyi sadece 2 kupa ile kapatıyordu. 2010 Dünya Kupası finali çıkan Hollanda'ya maçtan sonra "İşte bu oyundan nefret ediyorum" demişti Cruijff. Hollanda 3 kez kaybetti finalde. Kaybettiği iki final, onları şöhtere süreklemişti, adlarının duyulmasını sağlamıştı. Çünkü onlar göze hoş gelen futbol oynuyordu. Ama üçüncü finalde bu kez öyle olmayacak. Hollanda o kaba ve çirkin oyunuyla anılacak. Futbolun nasıl bir değişim gösterdiği bir gerçek. "Cruijff'e biri futbolun değiştiğini söylesin" derken insanlar, onların oynadığı futbolun günümüz futboluna uygun bir şekilde Barcelona'ya uygulandığını görmemezlikten gelemez. Cruijff ile 92 rüya takımının temelinini attıkları o ekol günümüzde farklılık ve süreklilik göstererek bu günlere geldi ve takım kupa manyağı oldu. Mimarı kim? Cruijff. Kocayan kim? Yine Cruijff. Bizlere Dünya'nın gelmiş geçmiş en iyi takımını izleten adama teşekkür edeceğimize birde üzerine laf sokuyoruz. "Huhahuaha, Mourinho Barcelona saltanatını bitirecek bu sene. Yaşasın, hauhuaha" gibi tepkilerde vardı tabi. Real Madrid isterse Barcelona'nın 10 puan önünde bitirsin ligi. O sıkıcı ve kaba futboluyla başarı kazandıkça ben daha da çok nefret edeceğim ondan. Barcelona ise insanlara her zaman verdiği paranın karşılığını aldığını hissettirecek. Ya da televizyonda kendilerini izlemek için vakit ayıran insanlara keyif dolu anlar, hücumlar yaşatacak.
Ben futboldan keyif almaya bakıyorum, onun bunun egosuna, kendisini zeki göstermeye çalışanların açıklamalarına değil. Futbol sadece futbol değil, futbol Cruijff'ün yaptığı gibi bir sanattır. Futbol basit ve güzel bir dünyadır...
Kaan Kavuşan'da Klasik Futbol'da çok güzel anlatmış düşüncelerini, onun da eline sağlık.
Yorumlar
Göze hoş gelen futbola hayranlık ayrıdır, Cruijff'a da ayrıdır. Ama bu adama hayranlığım kişi olarakdır, saygım kişi olaraktır. Kaldı ki Barcelona'yı Barcelona gibi yıkabilmek için Arsenal olmak lazım. Arsenal olmak için de 7 yıl lazım. Buna sabır var mı? Hiç ama hiç sanmıyorum.