Arda, Arda, Arda...
Ben maçın analizini yapmayacağım, onu maça giden blogger dostuma bırakıyorum, adam tribünden izledi, gelir her detayı anlatır. Benim derdim başka, derdim Erman Hoca'nın maç esnasında söylediği bir cümle. Adama çıkışmayacağım da, adama o an öylesine hak verdim ki, maçı aynen o gözle izledim. Maçın ilk 20 dakikasında geçen bir cümle, dakikasını net olarak hatırlamıyorum. Adam aynen şöyle dedi; "20 pas yaptık 10 metre ilerleyemedik." E adam haklı, 20 tane adam gibi pas yapmışsın bir metre ileriye dahi gidememişsin. E ne işe yarıyor, ne yapıyorsun sen o sahada. Orta saha alıyor öndeki adama, onlar taa dönüyor defansa. Ya da bunu kademeli yapıyorlar vakti geldikçe, mevki mevki aktarıyorlar. Maçın daha başında adamdan bunu duydum ya, taktım o cümleyi kafaya. Atmıyorlar arkadaş, bu sorun bu maçlık da değil ki. Yıllardır var lanet olası. Galatasaray da aynı haltı yiyor, Fenerbahçe de, Beşiktaş da. Türk futbolcusu garantici oynadığını sanıyor ben ona yanıyorum.
Şimdi diyeceksiniz Barca da yeri gelince sürekli pas yapıyor, ileriye gitmiyor. İyi de o adamlar istediği anda tek pasla karşı karşıya kalıyor, sen yapabiliyor musun? Yok. Koymuşsun Aurelio'yu, çok lazım ya o adam. Topal'ı çağırma dahi, birisi Türkiye'den İspanya'ya gider Betis'e, öteki Valencia'ya. Neyime lazım Topal benim. Ben Aurelio kötü oynadı demiyorum ama zihniyette sorun var. Kendi taraftarından yediği küfrün haddi hesabı olmayan Selçuk oyuna giriyor, Mehmet'im İspanya'da Kanaltürk'ü arıyor, e iş mi bu şimdi? Takımın zaten lider oyuncusunu belirlememişsin, çok iyi takımmışız, mükemmelmişiz masalları okuyoruz. E madem mükemmelsin niye orta sahandaki Nuri gelip topu almıyor defanstan? Madem süper takımın var niye Aurelio ölü gibi yürüyerek oynuyor? Hepsini geçtim, Emre'yi koymuşsun forvetin arkasına, marifet ya. Emre zaten oranın kralı, adam güya liderlik yapacak. İyi takımız diye övünüyoruz ama Hiddink gelip bizim takımda denemeler yapıyor. Kimi nerde oynatsam verim alırım diye. Kaliteli kadromuz var madem, niye düşünüyoruz bunları. Belirle taktik anlayışını, sür sahaya kadronu iş yapsın.
Niye geldim kalite meselesine bir de onu açayım. Yahu kadroya bakıyorsun, biri Avrupa'da oynamış gelmiş, birisi zaten İngiliz kökenli, birkaçı Avrupa'da oynuyor, birkaçının talibi var vs. Ama hani kalite? Arda'dan başka yıldızın mı var? Koca maç ne yaptı kaliteli kadron. Gökhan Gönül çok iyi sağ bekmiş. Arda ona bilmem kaçıncı dakikada ibretlik pas atıyor herifin eli ayağı birbirine dolaşıyor. E bunu atamazsan nerede senin kaliten? Robinho aynı pası Elano'ya atınca gol olmuştu. Sonra da yok Dünya Kupası diye yakınırız. Kupa alacak gücümüz var diye de artistlik yaparız. Nerede gücün? Elano çıkıp o topa tek dokunuyor gol, oyna Brezilya'yla, bir Arda atsın o pastan bir Robinho maçı 1-0 kaybedersin. Nasıl kafa tutacaksın o zaman bu takımlara? Biz hala övünelim çok kaliteli, iyi kadromuz var diye.
Koca ilk yarı pozisyon yok, her maç aynı halt. Ben gelip her maç sonrası Arda'yı mı anlatayım? Arda yıldızdır, adam takımın lideridir, şunu hep söylüyorum ama ne yazık ki Terim bile göremedi. Liderlik Emre'ninmiş. Yemişim liderliğini, sahaya hükmedebiliyor mu? Arda alıyor topu, bir sağa bir sola sonra bir koyuyor üst direkte patlıyor top. Girse yılın golü diye konuşulacak. Sonra alıyor topu sürüyor 20-30 metre bir koyuyor kaleci ağlara bakıyor daha top gelmeden. O bile haz duydu.
Ne çok dert var bilinmez bu takımla ilgili. Arda'nın eline bakıyoruz her maç, Zidane'ımız bizim farkında değiliz. Böyle benzetmeler yapmayı sevmem ama Zidane'ın Fransa için ifade ettiğinden daha fazlası hatta. Ben Arda'ya topu atsalar da iki-üç pozisyona girsek diye ne dualar ediyorum her maç. Kazanmak için başka çözüm yolu var mı bu takımın? Büyük takımız, süper kadromuz var ama niyeyse Arda devreye girmeden ortada iş yok. Arda, Arda, Arda diye sayıklamaktan bıktım, her maç sonrası niye ben bu adamı övüyorum yahu. Türkiye Milli Takımı'nın izledikten sonra niye yazacak başka bir şey bulamıyorum ben? Cevabı var mı bunların? Neden hep Arda'yı övmek zorundayım, neden hep o maçı kazandırdı diye gurur duymak zorundayım? Gökhan Gönül atsın o golü tek dokunuşta diyeyim ki; "Adam hem defansta çok iyiydi hem de çok güzel dokundu helal olsun." Onun pasını da Xavi edasıyla Arda verdi ya, neyse.
Maçın teknik, taktik analizi umrumda değil, rolmin gelip yazar nasılsa, Özgener'e selam vererek izledi adam, onu da ben yazmayayım artık. Yazıda bütünlük yok ama insan sinir kusarken dikkat edemiyor. Bu seferlik böyle oldu :)
Yorumlar