Kara Şövalye serisinin gölgesinde The Batman film eleştirisi

The Batman filminin vizyona girmesinden bu yana üç hafta geçti. IMDB'de yaklaşık 250 bin kullanıcı tarafından oylanan filmin 10 üzerinden 8.4 puan aldığı görülüyor. Ancak sosyal medyada yapılan yorumlara bakıldığında sinema severlerin film hakkındaki görüşleri ikiye bölünmüş görünüyor.

Film hakkında yapılan olumsuz değerlendirmelerde genel olarak Kara Şövalye kıyaslaması yapıldığı ve bu nedenle filmin başarısız olarak kabul edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bazı kullanıcılar oyuncu seçimleri konusunda hata yapıldığını düşünüyor.

The Batman filmini önceki serilerden farklı kılan nedir?

Üzerinde anlaşılması gereken ilk konu The Batman filminin önceki serilerle kıyaslanmaması gerektiğidir. Çünkü Kara Şövalye serisinde görünen Batman, aslında süper güçlere sahip bir Amerikan süper kahramandır. Ancak Batman gerçekte bir dedektif gibi hareket eden, kötülüğe karşı savaşan ve her yerde suçluların kalplerine korku salan, yarasa gibi giyinmiş, işkence görmüş, düşünceli bir kanun kaçağı ve Gotham City'nin gerçek koruyucusudur. Çizgi roman karakteri hakkında daha fazla bilgi edinmek için burayı ziyaret edin.

Batman karakterini değerlendirirken onun bir franchise olduğunu unutmamak gerekiyor. 1939 yılından bu yana Batman film, radyo, televizyon ve video oyunlarda kullanıldı ve bu medya malzemesi ile ilişkisi olan herhangi biri Batman'i doğal olarak farklı yeteneklerle hayal edebilir.

Gündüzleri bir playboy milyarderi olan Bruce Wayne'in çifte hayatı, ona mali kaygısı olmayan bir hayatın rahatlığını, uşaklığa dönüşen sadık bir vasi ve ailesinin genişleyen malikanesinin altındaki antik mağaralar ağında mükemmel operasyon üssü sağlıyor. Ancak geceleri, tüm rollerinden sıyrılıyor, ikonik deniz dalgalı pelerini ve sivri kukuletasını giyiyor ve Gotham City'nin gölgeli sokaklarına, gökyüzüne ve çatılarına çıkıyor.

IMDB'de rastladığım yorumlarda bir kullanıcının şu eleştirisine denk geldim: "Pattinson'ın kadroya alındığını görünce bir kaşımı kaldırdığımı itiraf etmeliyim, ama sözlerimi yedim, filmde harikaydı ve umarım rolü birkaç kez daha oynayabilir. Bu film beni benden aldı, heyecan verici, hızlı tempolu, şaşırtıcı derecede cesur ve gerçekten harika bir hikayesi vardı. Franchise burada bir şekilde yenilenmiş hissetti, süper kahraman filmlerinin hayranı olmasanız bile buna bayılacaksınız. Andy Serkis gerçekten harikaydı ama ne zaman değilki? Baştan sona oyunculuk harikaydı, birçok tanınmış yüzle. Harika müzik, harika özel efektler, tekrar görmek için şimdiden yer ayırttım."

Bu yoruma IMDB kullanıcılarının pek çoğu hak getirmiş! Ancak yazarın özellikle belirttiği franchise'ın bu filmle yenilendiğini belirtmesi oldu.

Bir başka kullanıcı şu değerlendirmelerde bulunmuş: "Hala Robert Pattinson'a tahammül edemeyen insanlar olduğunu düşünüyorum. Bu hoşnutsuzluk, Alacakaranlık evrenindeki ana rollerden birini kabul ettiğinde doğdu. Eğer onlardan biriyseniz, sizi başka türlü ikna edebileceğimi sanmıyorum. O zamandan beri birçok filmde kendini oyuncu olarak kanıtladığını söyleyebilirim."

Ben de bu yoruma katılarak Pattinson'un Türkiye'de Aşk-ı Memnu sonrası Kıvanç Tatlıtuğ vari bir oyunculuk yükselişi gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Pattinson'un filmdeki oyunculuğu bir çok kişi tarafından beğenilirken Türkiye'de neden sevilmediğini anlamak için iki sebep görülebilir: Oyuncunun tıpkı ABD'de olduğu gibi Alacakaranlık serisindeki rolü ve Batman'in önceki serilerinde Christian Bale'in oyunculuk performansı. Ancak her ikisi de Pattinson'un The Batman'deki başarılı rolünü gölgeleyemez.

DC Comis