Venedik'in Kanatlı Aslanı Ne Anlama Geliyor?

Il leone di San Marco

Venedik Cumhuriyeti ya da diğer adıyla La Serenissima (en huzurlu, en barışçıl devlet) orta ve yeniçağa damgasını vurmuş bir şehir devleti ve aynı zamanda araştırmacılar tarafından yaygın bir şekilde dile getirildiği şekliyle büyük bir deniz gücü (sea power) olarak uzun bir süre tarih sahnesinde yer almıştır. Ancak bu devletin hemen hemen her alanda benimsediği, şehrinin dört bir tarafını süslediği ve donanmasında resmî bayrak olarak kullandığı kanatlı aslan figürü ve bu aslanın elinde tuttuğu kitap üzerinde yazılı olan "Pax Tibi Marce Evangelista Mevs" Latince deyişinin ne anlama geldiği Türkiye'de pek üzerinde durulmuş bir konu değildir.

Hıristiyanlık tarihinde Markos daima kanatlı aslan figürüyle özdeşleştirilmiştir. Bir iddiaya göre bu hadise Markos İncil'inin ikinci ve üçüncü ayetlerindeki "Bak, habercimi senin önünden gönderiyorum; o senin yolunu hazırlayacak. Çölde yükselen ses, `Rab'bin yolunu hazırlayın, geçeceği patikaları düzleyin' diyor." ifadelerden kaynaklanmıştır. Çölde yükselen ses ya Aziz Markos'un kendisi ya da onun aslanı (Vaftizci Yahya) olarak tefsir edilmiş ve Tanrı'nın hizmetkârı şeklinde anlam bulmuştur. Sanatkârlar bu aslanı sonraki yüzyıllarda 'kükreyen aslan' olarak resmedecektir. Aslanın kanatları Ezekiel'in vizyonundan yola çıkarak Evangelist ünlülerini temsil ediyor.

Markos'un kemiklerinin Venedik'e
getirilişini tasvir eden bir tören
mozaiği bazilikanın duvarlarında
sergileniyor.
Venedik'in Markos ile olan ilişkisi onun bir ziyaretiyle alakalıdır. İddiaya göre Markos Avrupa'da seyahat halindeyken Venedik lagününe gelir ve bir melek ona yaklaşarak "Selâm olsun sana Evangelist Mark, bedenin burada dinlenecek" (Pax Tibi Marce Evangelista Mevs) demiştir. 828 yılında Rustico ve Buono adındaki iki Venedikli tüccarı Markos'un kemiklerinin Venedik'te dinlenmesi için görevlendiren de Venedik doçu Guistiniano ta kendisidir. Bu iki Venedikli Abbasi hakimiyetindeki İskenderiye'de tanıdıkları iki Yunan tüccarın yardımıyla Aziz Markos'un kemiklerini  Venedik'e getirmek üzere çalmayı başardı. Üstelik tacirler Müslümanların domuz etine karşı duydukları hassasiyeti fırsat bilerek kemikleri lahana yaprakları ve domuzla gizlemiş ve muhafızların titiz denetim yapmasını engellemişti. Kemikler şehre getirildiğinde Venedik doçu Giustiniano saray ile Aziz Theodore Stratelates şapelinin arasında bir bazilika yapılmasını teklif etti ve 11'inci yüzyılın sonlarına doğru bu bazilikanın yapımı tamamlandı. Böylece Markos'un kutsal emanetleri ikinci bir şehre yayıldı. Kıptîler halen Markos'un başının İskenderiye'de, kutsal emanetlerinin bir kısmının ise Kahire'de Kıptî Ortodoks Katedral'inde olduğuna inanırlar.

Markos'un bedeni İskenderiye'den çalınırken (16. yüzyıl)
San Marco meydanındaki kanatlı aslan figürü. Altındaki sütun direk bugünkü Kilikya'dan çalınarak getirilmiştir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar