Rijkaard'ın günlüğünden #4

"Kötü bir zamanda zor bir maça hazırlanıyorum. Önce Kewell sonra da Elano'nun sakatlık haberi kötü oldu. Zaten çok kısıtlı bir kadrom vardı ve ben bu kadrodaki en önemli iki ismimi yitirdim. Maça hazırlıklarım çok iyi gidiyor aslında. Kafa olarak hazırlamaya çalışıyorum takımı, zor bir maç, zor bir deplasman. Skorun verdiği dezavantaj da büyük. Futbolcular neşeli ama, bu beni mutlu ediyor doğrusu. Onların böyle neşeli olmaları bir avantaj. Futbolculuk kariyerim boyunca profesyonel kalmaya çalışmışımdır, nice zor maçlar nice zor deplasmanlar, kritik dönemler gördüm. Ama teknik direktörken bunun zorluğu başka. Bir dönem Sparta'yla yaşadım aynı şeyleri -ki dürüst olacağım bu kadar sıkıntı yaşamadım. Artık maç için her şeye hazırım, elenirsek bile ne yapacağım belli gibi.

...

Elendik, tarihi bir maçtı benim için. O kadar tuhaf ki koskoca 90 dakika savaşıyorsunuz ve ilk maçta verdiğiniz pozisyonları veriyorsunuz, bir ara çok iyi bastırıyorsunuz ve son dakikada inanılmaz bir şekilde öne geçiyorsunuz. Sonra mı? Sonrası kâbusun başlangıcı. 2 dakika sürüyor sevincim, golden sonraki sevincimi, mutluluğumu nasıl anlatamıyorsam, o anki hüznümü de anlatamam. Gözlerim dolar gibi oldu, çok iyi hissettim bunu. Ağlamayı çok istedim ama güçlü olmalıydım, çünkü biliyorum ki, ben güçlü olursam oyuncularım da güçlü olacak, bu hep böyleydi. Ben bu takımın sadece teknik patronu değilim, aynı zamanda onların "babası" gibiyim. Yılmayacaktım, yılmadım da. Maçtan sonra sorulan "istifa" sorularına ise cevabım netti, HAYIR! İlginçtir hemen pes etmemi bekliyorlar, bırakıp gitmemi, bu hale benimle beraber geldiyse bu takım, bu halden de kurtulması için yine ben savaşacağım, kurtulduğunda yine ben olacağım. Hayatımda hiçbir zaman vazgeçmeyi oynamadım, yine oynamayacağım. Eminim ki, futbolcularım benim yüzümü kara çıkarmayacak.

...

Transfer dönemi de daralıyor, zaman kısalıyor ve hâlâ ortada bir transfer yok. Beklentim bitmedi elbette, Avrupa'dan elendik ama önümde 2 kupa daha var ve ben bunları alabileceğimize inanıyorum. 1 Eylül'e kadar transfer vaktimiz var, elbet birilerini alacağız ama şimdi Eskişehir'e yolculuk zamanı, bu maçı kazanmak zorundayız, ne yapıp ne edip kazanmalıyız.

...

Bugün ligdeki ilk galibiyetimizi aldık.:) Yüzüm gülüyor ilk defa. Buraya geleli 1.5 sene oldu, çoğu zaman neşeliydim, yüzüm güldü, iyi zamanlarım oldu. Kötü dönemlerim de oldu aynı şekilde ama bu son 1 aylık süreçteki kadar asla olmadı. Ve benim bugünkü mutluluğum hiçbiriyle değişilemezdi. Çünkü bugünkü mutluluk sadece yüzde bırakılan ufak bir tebessüm değil, geleceğe dair bir umuttu. Bugün kazanılan galibiyet sadece bir moral değil, zafere yeniden odaklanmak için kocaman bir sebepti. Kötü geçen 1 ayımızın dönüm noktasıydı belki de. Milli takım arasından önce müthiş bir moraldi aynı zamanda. Transferlerimi hâlâ bekliyorum ve o kadar ümitlendim ki bugün, beklediğim transferlerin geleceğine de bir o kadar eminim, en azından benim istediklerim olmasa bile takıma güç katacak isimler olacak, buna dair de umutlandım.

...

1 Eylül'ü bitirdik, transfer dönemi resmen bitti. Insua ve Misimovic, yeni öğrencilerim, yeni evlatlarım. İhtiyacımız olan isimler, belki bir isim daha olabilir mi diye düşündüm ama olmadı, sağlık olsun. Bunlar da geldikten sonra tek sorun kaldı artık önümde. Kadromu nasıl oluşturacağım, kimi nereye koyacağım. 1 hafta tatilken ligler ben oturup buna kafa yormalıyım bolca, önümüzde zor bir maç var ve o maça iyi hazırlanmalıyız. Tek dileğim var milli takımdan herkes sağlam dönsün, yeter bana. Biraz dertleşelim istiyorum aslında. Ne zor günler geçirdiğim malum, futbolla herşeyin içinden geçtim. İstifanın eşiğine getirildim, saçma sapan suallerle zor durumda bırakıldım, neler neler... Ama hiçbirinden sıkılmadım, sıkılmayacağım da. Herkes inatçıysa bana karşı ben daha inatçı olacağım. Günlerdir herkes ne kadar üzüldüyse ben iki katı üzüldüm. Günlerdir herkes nasıl isyan ettiyse ben iki katı kadar ettim. Ama yılmadım, güçlü durmaya çalışıyorum hâlâ. Ama hergün daha iyiye gidiyorum ve daha da çok çalışıyorum. Futbolcularımın yüzündeki neşe beni daha çok mutlu ediyor. Önümde öylesine uzun bir maraton var ki, ve ben bu maratondaki her zorluğa o kadar hazırım ki, bugün bir kez daha söyledim, söylüyorum. Bu sefer şampiyon olacağız, her zamankinden daha da ümitliyim."

...

Yorumlar

Popüler Yayınlar